Vajinadan Gaz Çıkması ve Tedavisi

Normal şartlarda bildiğiniz gibi insanlar bağırsaklarından fizyolojik olarak gaz çıkartırlar. Peki vajinadan gaz olur mu? Evet. Aynen bağırsaklardan gelen gaz gibi gaz ve gaz sesleri gelir. Bu kadının etrafıyla otururken istemsiz bir şekilde gaz olur, bu da onun mahcup olmasına onun toplumdan uzaklaşmasına neden olabilir. Vajinadan gaz olur mu? Vajinanın içerisinde kıvrımlar vardır. Bu kıvrımlar zamanla doğumlarda düzleşir. Peki doğum yapan kadınlarda bir de ne olur? Vajinal sarkmalar olur, rahim sarkması olur, idrar torbası sarkması olur, rektum sarkması olur. Vajinanın normalden daha çok uzaması, genişlemesi, bombeleşmelerin oluşması içeride gaz birikmesine ve kadın hareket ettiği zaman, ayağa kalktığı zaman veya baskı yaptığı zaman, yokuş çıkarken, merdiven çıkarken, ağır bir şey kaldırırken ses gelir ve bu bağırsaklardan gelen ses değildir vajinadan gelen bir sestir. Bu gaz oluşumundan gazın birikmesinden kaynaklanır. Tedavisi vajinanın eski haline getirilmesidir. Bu cerrahi olarak mümkün. Bu sistosel operasyonu rektosel operasyonula beraber bağırsağın ve idrar torbasının yukarı çıkartılması ve vajinanın daraltılması halinde bu bombeleşme ortadan kaldırılırsa bu problem çözülür. Bu ameliyatlar kolaydır, lokal veya genel anesteziyle yapılabilir. Ortalama 30-40 dk. süren operasyonlardır. Komplikasyon oranı çok düşüktür. Hastaneye yatmayı gerektirmez. 4-5 saat sonra hasta rahat bir şekilde evine yürüyerek gidebilir, iş hayatını veya gündelik hayatını bozmaz. Ortalama 40-45 gün kadar ilişki yasağı olur. Gayet yüz güldürücü sonuçlar alınıyor. Bu nedenle gaz kaçıran kadınlar bu konuda hiç endişe etmesinler en kısa zamanda ameliyat olmalarını tavsiye ederim.

Endometriozis (Çikolata Kisti) Nedir?

İçerisinde sıvı olan etrafında ince bir zarla çevrili olan her oluşuma kist denir.

Çikolata kistleri tamamen farklı bir durumdur. Bunlar aslında kist değildir. Ultrasondaki görüntüleri kiste benzediği için bu adı alır. Peki çikolata ismi nereden gelir? Rahimin içerisinde endometrium denen bir zar vardır. Endometrium her ay kadınlarda kanar. Yumurtanın etrafında da bu hücreler vardır. Yani burada da bir nevi endometrium vardır ve bu canlı dokudur. Kadının her ay adet görürken, endometrium parçalanırken kanarken aynı işlem yumurtanın üzerinde bulunan endometrium hücrelerinde de kanama olur ve adet sonunda bu da biter. Her ay burası da bir adet kanaması gibi kanar ve bu kanlar her ay biriktikçe etraftaki rahim yumurtalıklar, tubalar, organlar, bağırsakları çevreler ve kan içine dolar. Tabi o kistin içerisindeki kan zamanla rengi değişir eritilmiş bir çikolata rengine benzer ve bu nedenle adına çikolata kisti denir. Ameliyatla açıldığı zaman bir kist çıkarmamız söz konusu değil ancak oradaki çikolata kıvamındaki sıvının boşaltılması söz konusudur. Bu hastalık ağrı yapar, özellikle adetler ağrılı geçer, kadının gebe kalmasını engelleyebilir. Bu ilerleme bağırsaklarda yapışıklıklara tahammül edilmeyen ağrılara neden olabilir.

Tedavisi ancak laparoskopik olarak yapılabiliyor. Fakat her durumda tedavisi zordur. Bunun tedavisi ancak menopoz ile olur. Menopozda kadının yumurtlaması biter, hormon üretimi durur bir daha kanamaz. Yapılacak ameliyatlarda eğer yumurtalıklar alınırsa hastalık iyileşir fakat bu üreme çağındaki bir kadında tavsiye edilmez. Çünkü hem üremesi engellemiş olunur hem de erken menopozun getirmiş olduğu sıkıntılara neden olur. Genç hanımlarda yumurtalıkların alınmasını asla tavsiye etmiyorum.

Tedavide yapılması gereken bu objelerin üremesini durdurmaktır. Doğum kontrol hapları gibi baskı yaparsak uzun bir süre sürekli bu hormonları verecek olursak kanama meydana gelmeyeceği için endometriozis rahatlar. Amaç hastada bu kistlerin büyümesinin engellenmesi, ağrısının azaltılması ve özellikle bağırsaklara kadar yayılımını engelleyip vücudun diğer organlarında yapışık kitlelerin oluşmasını engellenmesidir.

Kan Uyuşmazlığı

Annenin kan grubu negatif ise babanın kan grubu pozitif ise meydana gelecek bebek eğer babanın kanına çekerse yani pozitif olursa ve burada oluşan antikorlar anne karnına geçer annenin vücuduna girer ve bunlar zamanla (ilk gebeliklerde herhangi bir problem yapmaz ama daha sonraki gebeliklerde) çocuğun kan grubu pozitif ise kandaki yuvarlak hücrelerini tahrip eder. Böylece anemi yani kansızlık sorunuyla gelir ve bu kansızlık sonucunda da bebek çoğu kez anne karnında büyüyemez, gelişemez ve ölür veya doğumdan hemen sonra ölür. İşte bu nedenledir ki her kadının mutlak suretle kan grubuna bakmak mecburiyeti vardır ve tabi ki erkeğinkine de bakılması gerekiyor. Bunlar gebelik sırasında indirekt coombs adını verdiğimiz testlerle bir uyuşmazlık olup olmadığına bakılır.
İlk gebelikte asla ve asla bir sorun çıkmaz. Bu sorun hep bir sonraki gebelikler içindir ve bunlara anti-d adını verdiğimiz yani gelişen antikorlara karşı oluşan kandan üretilen maddeden verildiği zaman RH faktörü verildiği zaman olay çözümlenir. İşte anti-d dediğimiz bu tür ilaçlar genellikle doğumdan sonraki ilk 72 saat içerisinde veriliyor bazen de gebeliğin 28. haftasında da verilmesini önerenler vardır. Ayrıca her düşükten sonra da eğer annenin kanı negatif ise mutlak suretle koruyucu amaçla anti-d adını verdiğimiz koruyucu ilaçları vermek gerekir.

Vajinal Enfeksiyonlar

Vajinal Enfeksiyonlar Nasıl Oluşur, Çeşitleri Nelerdir?

Kadınlar en çok vajinal enfeksiyonlardan rahatsız olurlar ve bundan da çok korkarlar. Kadınlarda normal şartlarda enfeksiyon olmaz. Özellikle doğum yapmamış, herhangi bir cerrahi işlemden geçmemiş bir kişide enfeksiyon olma ihtimali çok düşüktür. Enfeksiyonlar ya kadının vajinasında doğasında var olan mantarların enfeksiyon yapma kabiliyetini kazanmalarından sonra oluşur veya trikomonas vb. gibi mikrobik enfeksiyonlar olur. Ayrıca cinsel yolla bulaşan mikroplarda vardır. Esasında vajinada mantar enfeksiyonu kadınlarda çoğu zaman hatta bekarlarda zaman zaman görülebilir. Temelde mantar enfeksiyonu cinsel temas hastalığıdır. Kişide eğer böyle bir enfeksiyon varsa mutlaka erkeğin de tedavi edilme ihtiyacı vardır. Trikomonas başka bir mikrop cinsidir ve bu da çok sık görülür kadınlarda. Daha çok mikroskop muayenesi ile anlaşılır ama mantarı teşhis etmek için mikroskop muayenesine gerek yoktur zaten görüntü olarak peynir gibi akıntı oluşu, kaşıntı oluşu ve beyaz renkli oluşu mantar enfeksiyonunun tanısını çok kolay koydurur. Ayrıca cinsel yolla bulaşan ve bu tip hastalıklara yol açan hastalıklar daha ciddidir. Özellikle bunlardan bel soğukluğu, frengi vs. gibi enfeksiyonlar vardır ve bunlar olduğu zaman mutlaka akıntı olur. Doktor mutlaka bu hastalıklarda kültür yapar ve teşhisini koyar. Bu nedenle kadınlarımıza mikrop kapmaması açısından mutlaka prezervatifle korunmalarını tavsiye ederiz. Bu enfeksiyonların tedavisi kolay ve mümkündür. Başlangıçta fark edilirse hiçbir hastalığa yol açmaz ama vücudun içinde yumurtalıklarda, yumurtalık etrafında kanallarda oluşan enfeksiyonlar ise o enfeksiyon çok farklı. O enfeksiyon oluştuğu zaman yani tüplerde bir enfeksiyon oluştuğu zaman çocuk yapmaya engel olabilir veya dış gebelik gibi problemlere neden olabilir.

Ağrılı Adet Sancıları

Özellikle genç kızlarda çok görülüyor ve bu onların iş hayatlarını, okul hayatlarını ciddi olarak sarsmaktadır. Adet sancısı çok hafiften çok şiddetliye kadar hatta kıvrandıracak noktalara kadar ulaşabilir. Her kişide farklı seyreder veya hiç olmayabilir. Adet sancısı dediğimiz zaman bunu ikiye ayırmamız gerekiyor. Birincisi daha önceden var olan bir de daha sonraki yıllarda oluşan adet sancıları vardır. Biz buna tıpta dismenore diyoruz. Ağrılı adet görme olayınca 2 nokta vardır. Ya kişide organik bir nedenden dolayı oluşan ağrılar vardır. (örneğin; bir çikolata kisti, enfeksiyonlar, tümörler gibi) Bunları ultrason muayenesinde bir doktor çok rahatlıkla anlar, teşhisini koyar ve gereğini yapar. Hastaların büyük bir çoğunluğunda ağrıda herhangi bir neden bulunamaz. Bu ağrılar daha ziyade yumurtlaması düzgün olan kızlarda görülür. Nedeni tam olarak bilinemese de prostaglandin artışına bağlı olduğunu biliyoruz. Prostaglandin artışı veya bu maddeye karşı aşırı duyarlılık hallerinde şiddetli ağrılar olur. Ben yıllardır hastalarıma ilaçlarını verirken anti-prostaglandin ilaçları beklenen adetten daha önce vermeyi tercih ediyorum. Beklenen adetten 1-2 gün önce verdiğimiz zaman prostaglandin önceden etkisiz hale getireceği için hastalarmız genellikle ağrısız bir dönem geçiriyorlar. Bu şekilde hastalarımız hiçbir ağrı çekmez.

Doğumun Başladığını Nasıl Anlarız?

Doğum nasıl başlar, nasıl fark edilir, hastaneye hangi şartlarda başvurulur ve hastaneye geldiğiniz zaman hekiminiz size ne gibi katkılarda bulunur? Genellikle son aylarda karnınızda zaman zaman oluşan sertlikler görürsünüz. Bazen karın taş gibi olur, sonra bırakır gider, bunların tam olarak ne olduğunu bilemez. Bunlar doğum ağrısıdır. Gebeliğin başından beri rahim kendini hazırlar. Bu sertleşmeler rahmin kasılmasıdır. Eğer bu kasılmalar gayet düzenli bir şekilde sanki düzenli bir saat gibi 3-5 dakikada bir gelip 15-20 sn. sürüp kaybolursa doğum başlamış demektir. Bu esnada az miktarda bir kanama, lekelenme, su gibi bir leke görülebilir, biz buna nişan bozulması diyoruz ve doğum artık başlamıştır. Esasında nasıl ki o ilk aylarda son aylarda hissettiğiniz kasılmalarda bir ağrı yoksa doğumdaki ağrı da bu kadardır. Doğumda ağrı temelde olmaz. Ancak bazı gebeler çok fazla ağrı geldiğini, bağırıp çağırdıklarını duymuşsunuzdur. Esasında bu bağırtıların temel olayı kişide oluşan korkuya bağlıdır. Eğer kişi doğumdan önce psikolojik olarak ve teorik olarak doğum konusunda aydınlatılırsa görecektir ki doğumda asla bağırma olmaz ve doğum çok huzurlu ve normal geçen bir olaydır.

Doğum başladı hastaneye gittiniz. Öncelikle doktorunuz ve ebe sizi muayene eder. Rahim ağzında bir açılma olur ve bu santimetre ile ifade edilir. Burada saatler süren bir periyoddan sonra rahim ağzı tam açılır. Rahim ağzının tam açılması aşağı yukarı 10 cm. yani bir çocuğun başının geçebileceği kadar bir çapta olur. Bu esnada kişide ıkınma duygusu olur.